08-11-2018 Saat: 22:08
Şimdi size bir sorum var arkadaşlar. 1880 yılından bugüne kadar yaşanan en sıcak yıl hangisiydi? İklimle ilgili haberleri takip edenler hatırlayacaktır. Çünkü cevap çok da uzak olmayan bir yıl: 2016. Son 138 yılın en sıcak geçen yılıydı. Peki en sıcak geçen ikinci yıl? 2015. Üçüncü yıl 2017. İçinde bulunduğumuz 2018 yılı muhtemelen bu listeye en sıcak 4. yıl olarak girecek. Size global ısınmanın ne kadar gerçek olduğunu ispatlamaya çalışmıyorum. Sorunun ne kadar hızlı büyüdüğünü hatırlatmak istiyorum.
Bilim insanları bunu uzunca bir süreden beri söylüyorlardı ama iş öyle bir noktaya geldi ki geçen Pazartesi yeni bir rapor yayımladılar. 700 sayfalık bir rapor. Bu raporun nasıl hazırlandığını da söyleyeyim. Uluslararası bir kurul, 40 ülkeden 133 yazarın katkısıyla 6000 bilimsel yayını inceleyerek hazırlamış. Bulguları da 1000 bilim insanına teyid ettirmişler. Sonuç: 1,5 °C Küresel Isınma başlıklı bir rapor. Kulağa öyle pek de yüksek gibi gelmiyor değil mi 1,5 °C? Gerçekte şu anda daha bile az. Son yüzyılda dünyanın ortalama sıcaklığı sadece 1 °C yükseldi. Ama grafiğe dikkatli bakarsanız bunun yarım derecelik kısmı son 30 yılda gerçekleşti. Ve bu gidişle 2030’a kadar yani sadece 12 yıl içinde yine en sıcak yıl rekorları kırılacak ve bu rekorlar ortalamayı bir yarım derece daha yükseltecek.
Burada bir ara verip bu grafikleri kurbağalara, tavşanlara ve bize bağlamak istiyorum. Biliyorsunuz kurbağayı kaynayan bir tencereye atarsanız, zıplayıp kendisini kurtarır. Ama onu soğuk suya koyup suyu yavaş yavaş ısıtırsanız bu değişime ayak uydurmaya çalışırken kaynamaya başladığını fark edemez ve ölür. İşte dünyamız da böyle bir kova gibi yavaş yavaş ısınıyor ve ısındığını fark edebilmek için bu grafiklere bakmazsak… Sadece dünyamız değil kendi hayatlarımız da bir kova gibi. Ve kendi hayatımızın gidişatına da böyle geniş perspektiflerle bakabilmeyi öğrenmek lazım. Çünkü küresel ısınma olduğu gibi kişisel ısınma da olabilir. Ne yapıyorum ben? Herhangi bir konudaki grafiğim ne alemde? Ve en önemlisi bu gidişle nereye varacak? Gelecek projeksiyonum ne? Peki bu projeksiyondan memnun değilsem ne gibi önlemler alabilirim? Kişisel olarak geri dönülemeyecek bir noktam var mı? Bakın bu grafikleri sizden başka hiç kimse oluşturamaz. Siz de oluşturmazsanız gereken önlemleri alamazsınız. Hayatınız parmaklarınızın ucundan akıp gidiverir. Ha tabi bazen grafiği oluşturmak da yetmez.
Bilim insanları global iklim değişikliğiyle ilgili yıllardır grafik üstüne grafik yayınlıyor da ne oluyor? Gidişat aynı. Atmosfere saldığımız gazlar yüzünden sera etkisi artarak devam ediyor. Biz de grafikler yayınlıyoruz. 2015’te 29 üye ülkenin oy birliği ile Uluslararası Enerji Ajansı İcra Direktörü pozisyonuna seçilen ve enerji konusunda dünyanın önde gelen otoritelerinden biri olan Fatih Birol’un geçenlerde paylaştığı şu grafiğe bakın. Enerjiye bağlı CO2 salınımları 2017’de olduğu gibi 2018’de de artmaya devam edecek diyor. Görünen köy kılavuz istemiyor. Hani Game of Thrones’da “winter is coming – kış geliyor” diyorlardı ya. Hayır hem kış hem de yaz birlikte geliyor. Çünkü her ne kadar kamuoyunda global ısınma olarak bilinse de, bu olaylar yerel düzeyde farklı etkilere yol açacak küresel bir iklim değişikliği.
Ve bizler gözüne ışık tutulmuş tavşan gibi bakıyoruz. Tavşana ne oldu diye düşünüyordunuz değil mi? Böyle bir benzetmede kullanıldı. Yeni yayımlanan raporun adı neden 1,5 °C Küresel Isınma biliyor musunuz? Çünkü şu anda ne yaparsak yapalım 2030 yılında dünya sıcaklıkları ortalaması 1,5 °C artmış olacak. Bu çok önemli bir eşik çizgisi. Bir çoğumuz bunu göreceğiz. Daha önce hiç görülmeyen kasırgaları da, ani su baskınlarını da, öldürücü sıcak dalgalarını da yaşamaya devam edeceğiz. Artık bundan geri dönüş yok. Ama bu rapor diyor ki eğer 12 yıl içerisinde sera etkisine yol açan gazların salınımını 2010’daki seviyenin yarısına düşürebilirsek ve 2050’ye kadar 0 emisyona ulaşabilirsek o zaman belki bu ortalama sıcaklığı 1,5 °C seviyesinde sabitleyebiliriz. Tekrar hatırlatıyorum, bakın şu anda bile yani son 138 yılın en sıcak 18 yılından 17’sinin 2001 ve sonrasında gerçekleştiği bir dönemde bile bu ortalama 1 °C daha yüksekti. 1,5 °C’de sabitleyebilmek için alınması gereken önlemler bunlar. Bu önlemler de alınmazsa muhtemelen içinde bulunduğumuz yüzyılın sonlarına doğru 3 °C’yi geçecek. Küresel ısınma deyince akla ilk gelen görsellerden biri evsiz kalan bir kutup ayısıydı ya. İşte kutuplarda çok daha fazla buz eriyecek, zaten yükselmekte olan deniz seviyesi daha da yükselecek, pek çok kent sular altında kalacak ve artık evsiz kalan kutup ayısı değil de evsiz kalan yüz milyonlarca insanın görsellerini paylaşmaya başlayacağız. Ya da onlardan biri olacağız.
Amaan bana ne diyorsunuz değil mi? Benim derdim bana yeter. Kısmen haklısınız. Bu konuda devletler düzeyinde politik adımlar atılması gerekiyor. Özellikle de dünyayı en çok kirleten ABD ve Çin gibi devletlerin bir şeyler yapması. Ama bırakın bir şeyler yapmayı bunlar maalesef geri adımlar bile atıyorlar. Bu durumda en azından bizlerin birey olarak inisiyatif kullanması gerekiyor. Basitmiş gibi görünebilir ama mesela evinizdeki 60 Wattlık standart bir ampül yılda 152 kg CO2 üretiyor. Bunun yerine LED ampül kullanırsanız 22 kg seviyesine iniyor. Günde 8 saat değil de 4 saat açık tutarsanız 11 kg’a iniyor. Tek bir ampulü ve onun kullanım şeklini değiştirdiğinizde bile 15 kata varan bir tasarruf sağlanıyor. Fosil yakıtlı araçları azaltarak, toplu taşıma araçlarını tercih ederek, imkan varsa elektrikli araba kullanarak daha da azaltılabilir. Keşke imkan olsa da her yere bisikletle gidebilsek. Hatta yürüyerek.
“Yürümek spor değildir…”
Yürümenin felsefesi adlı kitaptan bir alıntı yaptım. Kitabı okuyan kişiyi tanıyabildiniz mi? Aynı zamanda bir YouTuber da olan tiyatrocu İbrahim Selim. Bu videonun sponsoru Storytel uygulamasından seçtiğim güzel bir kitaptı. Bu uygulama bir sesli kitap uygulaması. İçinde tiyatrocu ve ses sanatçılarının seslendirdiği binlerce kitap var ve her geçen gün yenileri ekleniyor. Tüm bu kitapları ilk 14 gün boyunca ücretsiz dinlemek istiyorsanız Storytel’ideneyebilirsiniz. Çünkü global ısınmayı engelleme çabalarına destek olmak için yürümeyi, bisiklete binmeyi ya da toplu taşıma araçlarını kullanmayı düşünüyorsanız bu sırada yapılabilecek en güzel aktivitelerden biri de kitapları dinlemek olabilir.
Hem dünyanın küresel ısınma grafikleri hem de kendi kişisel hayat grafiklerimiz bir şeyleri işaret ediyor. Bu grafiklerin okları farlarını yakmış üzerimize doğru geliyor. Bazı şeyler hızla değişiyor. Kovadaki su ısınıyor. Bu değişimler içerisinde hepimizin geri dönülemeyecek bazı noktaları var. Mesele o noktaya gelmeden önce hem de gözümüze ışık tutulmuşken bizlerin ne yaptığı…
-Barış ÖZCAN
Bilim insanları bunu uzunca bir süreden beri söylüyorlardı ama iş öyle bir noktaya geldi ki geçen Pazartesi yeni bir rapor yayımladılar. 700 sayfalık bir rapor. Bu raporun nasıl hazırlandığını da söyleyeyim. Uluslararası bir kurul, 40 ülkeden 133 yazarın katkısıyla 6000 bilimsel yayını inceleyerek hazırlamış. Bulguları da 1000 bilim insanına teyid ettirmişler. Sonuç: 1,5 °C Küresel Isınma başlıklı bir rapor. Kulağa öyle pek de yüksek gibi gelmiyor değil mi 1,5 °C? Gerçekte şu anda daha bile az. Son yüzyılda dünyanın ortalama sıcaklığı sadece 1 °C yükseldi. Ama grafiğe dikkatli bakarsanız bunun yarım derecelik kısmı son 30 yılda gerçekleşti. Ve bu gidişle 2030’a kadar yani sadece 12 yıl içinde yine en sıcak yıl rekorları kırılacak ve bu rekorlar ortalamayı bir yarım derece daha yükseltecek.
Burada bir ara verip bu grafikleri kurbağalara, tavşanlara ve bize bağlamak istiyorum. Biliyorsunuz kurbağayı kaynayan bir tencereye atarsanız, zıplayıp kendisini kurtarır. Ama onu soğuk suya koyup suyu yavaş yavaş ısıtırsanız bu değişime ayak uydurmaya çalışırken kaynamaya başladığını fark edemez ve ölür. İşte dünyamız da böyle bir kova gibi yavaş yavaş ısınıyor ve ısındığını fark edebilmek için bu grafiklere bakmazsak… Sadece dünyamız değil kendi hayatlarımız da bir kova gibi. Ve kendi hayatımızın gidişatına da böyle geniş perspektiflerle bakabilmeyi öğrenmek lazım. Çünkü küresel ısınma olduğu gibi kişisel ısınma da olabilir. Ne yapıyorum ben? Herhangi bir konudaki grafiğim ne alemde? Ve en önemlisi bu gidişle nereye varacak? Gelecek projeksiyonum ne? Peki bu projeksiyondan memnun değilsem ne gibi önlemler alabilirim? Kişisel olarak geri dönülemeyecek bir noktam var mı? Bakın bu grafikleri sizden başka hiç kimse oluşturamaz. Siz de oluşturmazsanız gereken önlemleri alamazsınız. Hayatınız parmaklarınızın ucundan akıp gidiverir. Ha tabi bazen grafiği oluşturmak da yetmez.
Bilim insanları global iklim değişikliğiyle ilgili yıllardır grafik üstüne grafik yayınlıyor da ne oluyor? Gidişat aynı. Atmosfere saldığımız gazlar yüzünden sera etkisi artarak devam ediyor. Biz de grafikler yayınlıyoruz. 2015’te 29 üye ülkenin oy birliği ile Uluslararası Enerji Ajansı İcra Direktörü pozisyonuna seçilen ve enerji konusunda dünyanın önde gelen otoritelerinden biri olan Fatih Birol’un geçenlerde paylaştığı şu grafiğe bakın. Enerjiye bağlı CO2 salınımları 2017’de olduğu gibi 2018’de de artmaya devam edecek diyor. Görünen köy kılavuz istemiyor. Hani Game of Thrones’da “winter is coming – kış geliyor” diyorlardı ya. Hayır hem kış hem de yaz birlikte geliyor. Çünkü her ne kadar kamuoyunda global ısınma olarak bilinse de, bu olaylar yerel düzeyde farklı etkilere yol açacak küresel bir iklim değişikliği.
Ve bizler gözüne ışık tutulmuş tavşan gibi bakıyoruz. Tavşana ne oldu diye düşünüyordunuz değil mi? Böyle bir benzetmede kullanıldı. Yeni yayımlanan raporun adı neden 1,5 °C Küresel Isınma biliyor musunuz? Çünkü şu anda ne yaparsak yapalım 2030 yılında dünya sıcaklıkları ortalaması 1,5 °C artmış olacak. Bu çok önemli bir eşik çizgisi. Bir çoğumuz bunu göreceğiz. Daha önce hiç görülmeyen kasırgaları da, ani su baskınlarını da, öldürücü sıcak dalgalarını da yaşamaya devam edeceğiz. Artık bundan geri dönüş yok. Ama bu rapor diyor ki eğer 12 yıl içerisinde sera etkisine yol açan gazların salınımını 2010’daki seviyenin yarısına düşürebilirsek ve 2050’ye kadar 0 emisyona ulaşabilirsek o zaman belki bu ortalama sıcaklığı 1,5 °C seviyesinde sabitleyebiliriz. Tekrar hatırlatıyorum, bakın şu anda bile yani son 138 yılın en sıcak 18 yılından 17’sinin 2001 ve sonrasında gerçekleştiği bir dönemde bile bu ortalama 1 °C daha yüksekti. 1,5 °C’de sabitleyebilmek için alınması gereken önlemler bunlar. Bu önlemler de alınmazsa muhtemelen içinde bulunduğumuz yüzyılın sonlarına doğru 3 °C’yi geçecek. Küresel ısınma deyince akla ilk gelen görsellerden biri evsiz kalan bir kutup ayısıydı ya. İşte kutuplarda çok daha fazla buz eriyecek, zaten yükselmekte olan deniz seviyesi daha da yükselecek, pek çok kent sular altında kalacak ve artık evsiz kalan kutup ayısı değil de evsiz kalan yüz milyonlarca insanın görsellerini paylaşmaya başlayacağız. Ya da onlardan biri olacağız.
Amaan bana ne diyorsunuz değil mi? Benim derdim bana yeter. Kısmen haklısınız. Bu konuda devletler düzeyinde politik adımlar atılması gerekiyor. Özellikle de dünyayı en çok kirleten ABD ve Çin gibi devletlerin bir şeyler yapması. Ama bırakın bir şeyler yapmayı bunlar maalesef geri adımlar bile atıyorlar. Bu durumda en azından bizlerin birey olarak inisiyatif kullanması gerekiyor. Basitmiş gibi görünebilir ama mesela evinizdeki 60 Wattlık standart bir ampül yılda 152 kg CO2 üretiyor. Bunun yerine LED ampül kullanırsanız 22 kg seviyesine iniyor. Günde 8 saat değil de 4 saat açık tutarsanız 11 kg’a iniyor. Tek bir ampulü ve onun kullanım şeklini değiştirdiğinizde bile 15 kata varan bir tasarruf sağlanıyor. Fosil yakıtlı araçları azaltarak, toplu taşıma araçlarını tercih ederek, imkan varsa elektrikli araba kullanarak daha da azaltılabilir. Keşke imkan olsa da her yere bisikletle gidebilsek. Hatta yürüyerek.
“Yürümek spor değildir…”
Yürümenin felsefesi adlı kitaptan bir alıntı yaptım. Kitabı okuyan kişiyi tanıyabildiniz mi? Aynı zamanda bir YouTuber da olan tiyatrocu İbrahim Selim. Bu videonun sponsoru Storytel uygulamasından seçtiğim güzel bir kitaptı. Bu uygulama bir sesli kitap uygulaması. İçinde tiyatrocu ve ses sanatçılarının seslendirdiği binlerce kitap var ve her geçen gün yenileri ekleniyor. Tüm bu kitapları ilk 14 gün boyunca ücretsiz dinlemek istiyorsanız Storytel’ideneyebilirsiniz. Çünkü global ısınmayı engelleme çabalarına destek olmak için yürümeyi, bisiklete binmeyi ya da toplu taşıma araçlarını kullanmayı düşünüyorsanız bu sırada yapılabilecek en güzel aktivitelerden biri de kitapları dinlemek olabilir.
Hem dünyanın küresel ısınma grafikleri hem de kendi kişisel hayat grafiklerimiz bir şeyleri işaret ediyor. Bu grafiklerin okları farlarını yakmış üzerimize doğru geliyor. Bazı şeyler hızla değişiyor. Kovadaki su ısınıyor. Bu değişimler içerisinde hepimizin geri dönülemeyecek bazı noktaları var. Mesele o noktaya gelmeden önce hem de gözümüze ışık tutulmuşken bizlerin ne yaptığı…
-Barış ÖZCAN