22-02-2015 Saat: 02:20
Türk edebiyatında mektup türünün geçmişi çok eskilere dayanmaktadır. “Münşeat larda özel ve resmî mektuplara çokça yer verilmiştir. Yalnız bunların dili çok süslü ve ağırdır. Münşeatlar yazarının adıyla anılmaktadır: “Münşeat-ı Feridun Bey”, “Münşeat-ı Kâni” gibi.
Tanzimat’tan sonra ise gazetelerde yayımlanan birçok açık mektup göze çarpar. “Münşeat’ adı verilen örnek mektup metinleri, bu dönemde kalıplaşmış bir biçimi olan mektup türünün yaşamasını sağlamıştır. Tanzimat’tan sonra ilk ilgi çekici mektup örnekleri Akif Paşa’ya aittir ve bu mektuplar 1885 te yayımlanmıştır. Sonraki dönemlerde de ünlü kişilerin mektupları kitap hâlinde basılmıştır. Namık Kemal’in “Hususî Mektuplar”, Abdülhak Hamid Tarhan’ın “Mektuplar”, Muallim Naci’nin “Muhaberât ve Muhâverât” adlı eserleri bunlara örnek gösterilebilir.
Tanzimat’tan sonra ise gazetelerde yayımlanan birçok açık mektup göze çarpar. “Münşeat’ adı verilen örnek mektup metinleri, bu dönemde kalıplaşmış bir biçimi olan mektup türünün yaşamasını sağlamıştır. Tanzimat’tan sonra ilk ilgi çekici mektup örnekleri Akif Paşa’ya aittir ve bu mektuplar 1885 te yayımlanmıştır. Sonraki dönemlerde de ünlü kişilerin mektupları kitap hâlinde basılmıştır. Namık Kemal’in “Hususî Mektuplar”, Abdülhak Hamid Tarhan’ın “Mektuplar”, Muallim Naci’nin “Muhaberât ve Muhâverât” adlı eserleri bunlara örnek gösterilebilir.