09-11-2016 Saat: 23:29
Uzun bir av günü sonra, büyük bir ormanın ortasında kalan bir avcı vardı. Karanlıkta yolunu kaybetmişti. Ormanın yeşilliğinin bittiği yere kadar ilerledi. Bir kabin boyutunda küçük bir açıklığa geldi. Karanlıkta buraya nasıl geldiğini anlamadı, fakat gece orada durmak zorunda olduğunu bildiği için kalmaya karar verdi. Yaklaştı ve kapıyı aralık buldu. İçinde kimse yoktu.
Kabinin içine baktı , inanılmaz detaylarla boyalı portreler ile süslenmiş duvarlar vardı, hepsi çok şaşırtıcıydı.
İstisnasız, ona doğru bakıyor gibi görünüyordu. Özellikleri nefret ve kin ile bakmalarıydı. Avcı, gittikçe daha da rahatsız oldu. Nefret dolu yüzleri görmezden gelmek için bir çaba sarf etti.
Avcı yatağın üzerine yüz aşağı yattı ve sahibine sabah kendini anlatmaya karar verdi. Yüzünü duvara döndü ve bitkin, huzursuz bir uykuya daldı.
Ertesi sabah, avcı uyandı -beklenmedik bir şekilde ışık yanıp sönüyordu. Kabinde portreler yerine sadece camlar vardı.
Dolaşırken hoşuma gitti,paylaşayım dedim. Eski günlerdeki gibi :)
Kabinin içine baktı , inanılmaz detaylarla boyalı portreler ile süslenmiş duvarlar vardı, hepsi çok şaşırtıcıydı.
İstisnasız, ona doğru bakıyor gibi görünüyordu. Özellikleri nefret ve kin ile bakmalarıydı. Avcı, gittikçe daha da rahatsız oldu. Nefret dolu yüzleri görmezden gelmek için bir çaba sarf etti.
Avcı yatağın üzerine yüz aşağı yattı ve sahibine sabah kendini anlatmaya karar verdi. Yüzünü duvara döndü ve bitkin, huzursuz bir uykuya daldı.
Ertesi sabah, avcı uyandı -beklenmedik bir şekilde ışık yanıp sönüyordu. Kabinde portreler yerine sadece camlar vardı.
Dolaşırken hoşuma gitti,paylaşayım dedim. Eski günlerdeki gibi :)