Konuyu Oyla:
  • Toplam: 0 Oy - Ortalama: 0
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Millî Edebiyat Hareketinin Heceyle Yazan Diğer İsimleri
#1
Ziya Gökalp, Ömer Seyfettin ve Ali Canip, 'Yeni Lisan' hareketinin fikir babası, teorisyenive uygulayıcıları olarak yazdıkları eserlerle ileri sürdükleri dil ve edebiyatanlayışının yaygınlaşması konusunda samimi bir çaba sarf etmişlerdir. Ancak onlarşair değillerdir. Eserleri arasında iyi bir şair olduklarını gösterecek örnekler de yoktur.

Sonraki yıllarda Ziya Gökalp bir fikir adamı, Ömer Seyfettin bir hikâye yazarıAli Canip'se edebiyat araştırmaları yapan bir kalem olarak yazı hayatlarına devametmişlerdir. Sonraki yıllarda şiir yazmayı neredeyse bırakmaları ve asıl yazı alanlarına dönmeleri de bunun göstergesidir. Şiiir onlar için Türk milletinin hoşlandığı busebeple de bir fikri anlatmak için kullanılabilecek etkili bir ifade vasıtasıdır. Türkmilliyetçiliği düşüncesini anlatmak için her türü deneyen dönemin güçlü isimleri busebeple şiiri de kullanmışlardır. Ancak onların etki alanları içinde kalan bir takımgençler millî edebiyat anlayışının şiirini yazmaya hatta bu şiirin eksik taraşarını tamamlamayadaha o günlerden itibaren başlarlar. Bunların arasında Cumhuriyetedebiyatının Beş Hececiler adlı ilk şiir grubunun kadrosunu oluşturacak Faruk Nafiz(Çamlıbel, 1898-1973), Orhan Seyfi (Orhon, 1890-1972), Yusuf Ziya (Ortaç, 1896-1967) Halit Fahri (Ozansoy, 1891-1971) ve Enis Behiç (Koryürek, 1893/1949) gibiisimler vardır. Bir kısmı ilk şiirlerini aruzla yazmışlarsa da sonraki yıllarda heceyle yazmaya, bireysel konularla ilgilenmekten sosyal konularla ilgilenmeye geçerler.
1910'lu yıllar hece vezni ve sade Türkçenin kullanılarak Türklükle ilgili konuların anlatıldığı millî şiir ahenginin olgunlaşma dönemidir. Hem sade Türkçe ilesanat eseri yazılabilmesi ve bu dille hece vezninin uyum sağlaması hem de heceyebir ahenk katılabilmesi için epeyce çaba sarf edilmiştir. Beş Hececilerin başarısı 'millî şiir ahengi'ni bütün bu çabalar sonrasında olgunlaşmış bir şekilde almış ve kendi gençlik yıllarını bu tecrübeler arasında geçirmiş olmalarında yatmaktadır.
Faruk Nafiz ilk gençlik yıllarında Millî Edebiyatın şiirini Servet-i Fünûn ve FecriÂti şiiriyle birlikte alsa da sonraki yıllarda millî şiiri seçmiştir. Millî EdebiyattanCumhuriyet edebiyatına geçen en iyi şairlerden biridir. ilk şiirlerinde o da aruzveznini kullanmış, Fikret ve Cenap'ın tesir dairesinde ferdî duygulanışlarını anlattığışiirler yazmıştır. Gökalp'ın tesir dairesindeyken bile sanatçının yine aruz vezninikullandığı görülmektedir. ilk şiir kitabı fiarkın Sultanları (1918) bu etkileri yansıtmaktadır. Ancak Birinci Dünya Savaşı yıllarından itibaren daha etkin bir şekildehissedilen millî şiir anlayışı Faruk Nafiz'i de etkilemiştir. Dinle Neyden isimli kitabının şiirlerini oluşturacak olan hece vezniyle yazılmış şiirler bu etki altında yazılmıştır. Aruz, Faruk Nafiz'in tamamen bırakmadığı bir vezindir. Zaman zaman buvezne dönerek şiirlerini bu ölçüyle yazar. Birinci Dünya Savaşı yıllarından itibarenkonularında da sosyal hayatla ilgili bir takım duyarlılıklar başlar. Ancak ondaki asıliçerikle ilgili değişiklik Anadolu'ya geçmesiyle gerçekleşmiştir. Bizzat gözlemlenendaha canlı Anadolu intibaları, halk şiirinin estetik dünyasını benimsemiş olan dönem
şiirinin temel ögelerindendir.
Faruk Nafiz, 1926 yılında yazdığı "Sanat" şiiriylede millî edebiyat anlayışının poetikası sayılabilecek metni ortaya koyar. "HanDuvarları" ve "Sanat" şiirleri onu Cumhuriyet edebiyatının iyi şairleri arasına yerleştirir. Sanatının asıl iyi örneklerini de zaten Cumhuriyet yıllarında ortaya koyduğu eserleriyle verecektir. Şairin Millî Edebiyat sınırları içerisinde yayımlamış olduğu şiir kitapları üç tanedir: Şarkın Sultanları (1918), Dinle Neyden (1919) ve GönüldenGönüle (1919).
Ziya Gökalp'la tanıştıktan sonra ondan etkilenerek heceye geçen dönemin birbaşka genç şairi de Yusuf Ziya'dır. fiairler Derneği'nin kurucularından olan sanatçıhece veznini kullanan şairlere kapısını açan fiair adlı dergiyi de çıkarmıştır. Dahaönceki ünitede üzerinde durulmuş olan fiairler Derneği'nden yeniden söz edilmemiştir.
Ancak kısaca hatırlatmak gerekirse Haziran 1917'de taklitçi değil gerçektenyerli ve yaratıcı bir edebiyat' vücuda getirecekleri beyanıyla ortaya çıkan ve hecevezinli şiirler yazacaklarını söyleyen bir grup genç, Türk Ocağı'nda yaptıklarıbirkaç toplantı sonunda Şairler Derneği'ni kurmuşlardır. Orhan Seyfi, Hasan Zeki,Hakkı Tahsin, Safi Necip, Salih Zeki, Selâhattin Enis, Ömer Seyfettin, Faruk Nafiz,Yahya Saim, Yusuf Ziya fiairler Derneği'nin üyeleridirler. fiairler Derneği üyeleri,beş madde halinde Türk Yurdu'nda beyanname niteliği taşıyan kararlarını yayımlarlar.
Kendilerine Servet-i Fünûn'u yayın organı olarak seçmişlerdir. Fakat bundanbaşka Dergâh ve Yeni Mecmua'da da edebiyat meseleleri konusunda makaleleryayımlayan Şairler Derneği üyeleri hece vezninin olgunlaşması konusunda önemlikatkılara sahiptirler.
Daha sonra mizaha yönelen Yusuf Ziya'nın bu yıllarda yayımlanan şiir kitaplarıAkından Akına (1916), Cenk Ufukları (1917), Âşıklar Yolu (1919), Şen Kitap(1919), Şairin Duası (1919)'dır. Yazarın baştan sona heceyle yazdığı Binnaz (1917)adlı üç perdelik manzum tiyatro eseri, hecenin başarısını göstermesi bakımındandikkate değer görünmektedir.
Gönülden Sesler'e yazdığı ön söz yazısında Ziya Gökalp etkisiyle Millî Edebiyatageçişinden söz eden Orhan Seyfi de ilk şiir kitabı Fırtına ve Kar'da aruz vezninikullanmıştır. Ancak ikinci şiir kitabı Peri Kızıyla Çoban Hikâyesi hece vezniyle yazılmıştır. Bu kitapta "... Türkçenin içine sinmiş aruz terbiyesi, ahengi sağlayan gizligüç durumundadır. Orhan Seyfi gençlik yıllarında kazandığı şiire has ritimduygusuyla konuşulan Türkçeden hareketle bir şiir dilinin teşekkülüne hizmeteder. fiiir, bir anane üzerine kurulur" (Aktaş, 2007, 200). 1941 yılında yayımlananO Beyaz Bir Kuştu adlı şiir kitabı Ziya Gökalp tesirleriyle girilen sade Türkçe vehece vezniyle yazılan şiir yolunun vardığı noktayı göstermesi bakımından önemligörülen bir eserdir.
Millî Edebiyatın yayın organlarından Yeni Mecmua'da yayımlanan hece vezniyleyazılmış şiirleriyle şöhrete kavuşan Halit Fahri de ilk şiir tecrübelerini aruzla veServet-i Fünûn ve Fecr-i Âti tesirleri altında yazdığı şiirleriyle edinmiştir. 1918-1919yıllarının maddi imkânsızlıkları arasında kısa süre yayımlanan Nedim dergisini çıkarır. Bu derginin sayfalarında hece ya da aruz arasındaki tercihin son tartışmalarından biri yaşanır (Argunşah, 2007, 202-203).

Daha sonraki yıllarda Beş Hececiler diye anılacak şiir grubunun bu dönemdeyazmaya başlayan genç isimlerinden biri de Enis Behiç'tir. O da başlangıçta aruzvezninde yazdığı şiirleriyle Cenap ve Fikret tesirlerini yansıtan şiirlerle kendindensöz ettirmeye başlar. Ziya Gökalp'la tanışıp onun düşüncelerinden etkilendiktensonra millî şiir anlayışına geçer. Enis Behiç şiirde ahenge önem vermektedir. Heceye
geçtikten sonra da bu endişesi devam ettiği için, "... hece vezni ile alışılmışmısra örgüsü çevresinde yeni söyleyiş tarzları aramayı sürdürmüştü hatta hecevezniyle kaleme aldığı şiirlerde serbest müstezattan modelini alan mısra örgüsüpeşindedir" (Aktaş, 2007, 194). Enis Behiç'in Millî Edebiyat şiirine en mühim katkısı Türk tarihinden esinlenerek yazdığı hamasi şiirlerle döneme özgü bir duyarlılık oluşturmasıdır.
https://instagram.com/alphazzers
Ara
Cevapla PGM
Teşekkür verenler:


Hızlı Menü:


Şu anda bu konuyu okuyanlar: 1 Ziyaretçi



-

Online Shopping App
Online Shopping - E-Commerce Platform
Online Shopping - E-Commerce Platform
Feinunze Schmuck Jewelery Online Shopping