14-09-2014 Saat: 23:26
Üniversite tercih dönemleri… Kararlıyım, daha fazla özgürlük adına il dışı yazmakta oldukça kararlıyım, İstanbul gibi bir şehirden uzaklaşmak pahasına. Evde çıngar çıkıyor kimi zaman, yapma etme diyorlar, dinlemiyorum elbette. Vücutta Laz kanı var bir kere, kafamın dikine giderim hep. “Sen oralarda ne yersin, ne içersin?” gibi insanının özgüvenini zedeleyici sözleri de işittikten sonra, ki ben bunları yıllardır işitiyorum, kararımı verdim; tercihlerimi yolladım. Şuan İzmir’de Dokuz Eylül Üniversitesi’nde İnşaat Mühendisliği okuyorum. Memnun muyum? Hem de nasıl! Burada cidden mutluyum. Fakat evden ayrılış yok mu? Hani o kocaman valizle kapının eşiğinden geçerken cappur cuppur öpücüklere maruz kalınan duygusal ayrılış… Sokaktan ayrılırken son bir defa arkana bakıp bakmamak arasındaki kararsızlık… Annenin gözyaşı dökmesi alışıldık bir durumdur bünyede, fakat bir babanın gözyaşı döktüğünü görmek, belki ilk defa. İşte orada ben de kendimi tutamayarak ağlamaya başladım, oysa planlarım bambaşkaydı; gözyaşlarımı otobüsün camında dışarıda uzaklara bakarak yavaş yavaş akıtacaktım. Bir de son dakikaya kadar o leş gibi ağır valizi taşırlar; yav baba yapma etme, fıtığın var, hem de bilmem kaç tane. İşte o günden beri babamın bana küfretmesini, lanet okumasını özlüyorum; “Puh lanet gitmeyer sana hemi çocuk, ne demeye gittin İzmir’e!”.