05-07-2014 Saat: 22:08
]Türkiye'nin genel madencilik politikası, madencilik kanunları kapsamında,
tüm yeraltı zenginliklerinin devletin, dolayısıyla milletin malı olarak
kabul ettiği ve uyguladığı bir temel politikadır. Ancak bunların
işletilmesinde, devlet bu hakkını değişik kişi ve kuruluşlara belirli süre
için devredebilir. Bu işletmeler ile ülkedeki yeraltı zenginlikleri, hem
ülke ve hemde dünya teknolojisinin yararlanmasına olanak sağlanmaktadır.
Bu Türkiye Cumhuriyetinin Madencilik doktrinidir.
Ancak bor cevherleri, bu kapsam içerisinde farklılaştırılarak, devlet
kuruluşu olan ETİBOR tarafından işletilmesi tekelleştirilmiştir. Bunun
nedeni ise, tarihçe bölümünde sunulmuş olan haklı gerekçelerdir.
Dünyadaki tüm ülkeler kendi yeraltı kaynaklarını stratejik olarak kabul
ederek, bu doğrultuda gerekli önlemleri alırlar. Bu devletler arasında
kabullenilmiş ve yasallaştırılmış bir genel uygulamadır. Türkiye devlet
arası genel kurallar kapsamında kendi çıkarlarını koruyucu ve kollayıcı
gereken yasal önlemleri almış, bor cevherini stratejik maden kabul ederek
genel politikasını da, hiçbir ülkeye karşı bir politik araç olarak
kullanmayarak dengeli bir politika gütmüş ve gütmektedir.
Bu bakımdan ATATÜRK'ün "YURTTA SULH, CİHANDA SULH" doktrinini madencilik
sektöründe ispatlamıştır. Bu genel uygulama, kriz dönemlerinde dahi
dikkatlice ve hiçbir ülkenin çıkarlarını ve endüstrisini dar boğaza
sokmayarak, gerek ıı.dünya savaşı sırasında, gerekse kendisi krize girdiği
1960,1980,1999-2000'li yıllardaki uygulamalarıyla ispatlamıştır.
Türkiye bu politikasını devam ettirecektir. Şu anda herhangi bir şekilde
yasal ve diğer nedenlere dayalı, görünür ve diğer ülkelerin ortaya koyduğu
haklı olabileceklerini düşündürebilecek gerekçelere dayalı bir sorunda
yoktur.
Ancak, politik değişik senaryo modellemeleri varsayılarak, özellikle
üniversitelerde siyasal bilimlerde araştırmaların yapılması, uluslararası
ekonomi bilim dallarında da, yeni rezervlerin bulunması halinde
Türkiye'nin pazar kontrolü konusundaki rolü, yukarıda belirtilen genel
madencilik politikası doğrultusunda incelenmelidir.
BOR ARAŞTIRMALARI
Bor cevherinin kullanım alanları açısından genel bir spektrum ortadadır.
Bu genel spektrum içerisinde, değişik alanlarda mevcut uygulamalarda,
herhangi bir elementin yerine bor kullanılması konusunda araştırmaların
yapılması yararlıdır.
Böylelikle borun kullanım olanaklarının sınırları genişletilirken, bu yeni
ürünlerin tüm dünyada kullanılması ve yaygınlaştırılması çalışmaları
yapılmalıdır. Bu çalışmalar, Türkiyenin bor araştırmalarında lokomotif
ülke olmasını sağlarken, diğer yandan da teknolojik gelişmelerde önderlik
yapabilme kapasitini arttıracaktır.
Ülkemizdeki bor cevheri kullanılan araştırmaların değişik kuruluşlar
tarafından öncelikli araştırma olarak desteklenmesi yararlı olabileceği
düşünülebilir.
Bor kullanılarak yapılan araştırmacıların örgütlenmesinde, bunların
özellikle yurtdışındaki çalışmalara katılımlarında, yurtdışında paralel
çalışmalar yapan kişi ve kuruluşlarla ortak projelerin üretilmesi ve
yürütülmesinde desteklenmeleri, hem ülke, hemde dünya teknolojilerinin
gelişmesine büyük katkılar sağlayacaktır.
BOR TEKNOLOJİSİ
Bor teknolojisi alanında, üretimin artırılması ve üretim yöntemlerinin
geliştirilmesi, cevherlerin özelliklerine göre yeni üretim teknolojisine
gereken yatırımların öncelikli olarak yapılması, bunun için kaynakların
değişik alternatiflerde yaratılması zorunludur.
Ürün pazarlanmasında, fiyat istikrarı kadar üretimin fleksibl olması, ürün
çeşitlerinin artırılmasının gerçekte kaynak israfı değil, kaynak
yaratılması olduğu bilinci gelişmelidir. Ham cevher üretimi mümkün
olduğunca bir yandan artırılırken, üretimin tümünün önce ülke içinde
konsantre ve borik asit veya diğer ürün türlerine dönüştürülmesi
sağlanmalıdır. Üretimin artırılarak ürün fazlası yaratılşması ve ürünlerin
mümkün olduğunca, tüm dünyada pazarlanması yaralı olacak ve pazarlamada da
serbest piyasa ekonomisinin kurallarına uyulması yararlı olacaktır.
Maliyetlerin düşürülmesi için gereken tüm uygulamalar ve yaratıcı fikirler
özverili şekilde desteklenebilmelidir.
Bor cevherlerinin çevre kirliği yaratmayacak şekilde değerlendirilmesiyle
ilgili çalışmalar desteklenerek, canlı sağlığını korumaya yönelik
araştırma ve uygulamalara önderlik etmek, dünyanın şu anda en büyük
rezervine sahip olan Tükiye'nin görevi olabilmeli ve Türkiye bunu
kendisine bir görev kabul etmelidir.
tüm yeraltı zenginliklerinin devletin, dolayısıyla milletin malı olarak
kabul ettiği ve uyguladığı bir temel politikadır. Ancak bunların
işletilmesinde, devlet bu hakkını değişik kişi ve kuruluşlara belirli süre
için devredebilir. Bu işletmeler ile ülkedeki yeraltı zenginlikleri, hem
ülke ve hemde dünya teknolojisinin yararlanmasına olanak sağlanmaktadır.
Bu Türkiye Cumhuriyetinin Madencilik doktrinidir.
Ancak bor cevherleri, bu kapsam içerisinde farklılaştırılarak, devlet
kuruluşu olan ETİBOR tarafından işletilmesi tekelleştirilmiştir. Bunun
nedeni ise, tarihçe bölümünde sunulmuş olan haklı gerekçelerdir.
Dünyadaki tüm ülkeler kendi yeraltı kaynaklarını stratejik olarak kabul
ederek, bu doğrultuda gerekli önlemleri alırlar. Bu devletler arasında
kabullenilmiş ve yasallaştırılmış bir genel uygulamadır. Türkiye devlet
arası genel kurallar kapsamında kendi çıkarlarını koruyucu ve kollayıcı
gereken yasal önlemleri almış, bor cevherini stratejik maden kabul ederek
genel politikasını da, hiçbir ülkeye karşı bir politik araç olarak
kullanmayarak dengeli bir politika gütmüş ve gütmektedir.
Bu bakımdan ATATÜRK'ün "YURTTA SULH, CİHANDA SULH" doktrinini madencilik
sektöründe ispatlamıştır. Bu genel uygulama, kriz dönemlerinde dahi
dikkatlice ve hiçbir ülkenin çıkarlarını ve endüstrisini dar boğaza
sokmayarak, gerek ıı.dünya savaşı sırasında, gerekse kendisi krize girdiği
1960,1980,1999-2000'li yıllardaki uygulamalarıyla ispatlamıştır.
Türkiye bu politikasını devam ettirecektir. Şu anda herhangi bir şekilde
yasal ve diğer nedenlere dayalı, görünür ve diğer ülkelerin ortaya koyduğu
haklı olabileceklerini düşündürebilecek gerekçelere dayalı bir sorunda
yoktur.
Ancak, politik değişik senaryo modellemeleri varsayılarak, özellikle
üniversitelerde siyasal bilimlerde araştırmaların yapılması, uluslararası
ekonomi bilim dallarında da, yeni rezervlerin bulunması halinde
Türkiye'nin pazar kontrolü konusundaki rolü, yukarıda belirtilen genel
madencilik politikası doğrultusunda incelenmelidir.
BOR ARAŞTIRMALARI
Bor cevherinin kullanım alanları açısından genel bir spektrum ortadadır.
Bu genel spektrum içerisinde, değişik alanlarda mevcut uygulamalarda,
herhangi bir elementin yerine bor kullanılması konusunda araştırmaların
yapılması yararlıdır.
Böylelikle borun kullanım olanaklarının sınırları genişletilirken, bu yeni
ürünlerin tüm dünyada kullanılması ve yaygınlaştırılması çalışmaları
yapılmalıdır. Bu çalışmalar, Türkiyenin bor araştırmalarında lokomotif
ülke olmasını sağlarken, diğer yandan da teknolojik gelişmelerde önderlik
yapabilme kapasitini arttıracaktır.
Ülkemizdeki bor cevheri kullanılan araştırmaların değişik kuruluşlar
tarafından öncelikli araştırma olarak desteklenmesi yararlı olabileceği
düşünülebilir.
Bor kullanılarak yapılan araştırmacıların örgütlenmesinde, bunların
özellikle yurtdışındaki çalışmalara katılımlarında, yurtdışında paralel
çalışmalar yapan kişi ve kuruluşlarla ortak projelerin üretilmesi ve
yürütülmesinde desteklenmeleri, hem ülke, hemde dünya teknolojilerinin
gelişmesine büyük katkılar sağlayacaktır.
BOR TEKNOLOJİSİ
Bor teknolojisi alanında, üretimin artırılması ve üretim yöntemlerinin
geliştirilmesi, cevherlerin özelliklerine göre yeni üretim teknolojisine
gereken yatırımların öncelikli olarak yapılması, bunun için kaynakların
değişik alternatiflerde yaratılması zorunludur.
Ürün pazarlanmasında, fiyat istikrarı kadar üretimin fleksibl olması, ürün
çeşitlerinin artırılmasının gerçekte kaynak israfı değil, kaynak
yaratılması olduğu bilinci gelişmelidir. Ham cevher üretimi mümkün
olduğunca bir yandan artırılırken, üretimin tümünün önce ülke içinde
konsantre ve borik asit veya diğer ürün türlerine dönüştürülmesi
sağlanmalıdır. Üretimin artırılarak ürün fazlası yaratılşması ve ürünlerin
mümkün olduğunca, tüm dünyada pazarlanması yaralı olacak ve pazarlamada da
serbest piyasa ekonomisinin kurallarına uyulması yararlı olacaktır.
Maliyetlerin düşürülmesi için gereken tüm uygulamalar ve yaratıcı fikirler
özverili şekilde desteklenebilmelidir.
Bor cevherlerinin çevre kirliği yaratmayacak şekilde değerlendirilmesiyle
ilgili çalışmalar desteklenerek, canlı sağlığını korumaya yönelik
araştırma ve uygulamalara önderlik etmek, dünyanın şu anda en büyük
rezervine sahip olan Tükiye'nin görevi olabilmeli ve Türkiye bunu
kendisine bir görev kabul etmelidir.