Konuyu Oyla:
  • Toplam: 0 Oy - Ortalama: 0
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Biz birer simülasyon muyuz?
#21
Bir simülasyon olsaydık, bu dünya/evren kusurlu yaratılmış hale gelirdi. Ama, bu evrendeki düzeni sende farketmişsindir. En basitinden, 5 parmağının olması bile bir düzen içinde olmuş. 4 parmağın olsaydı yazı yazmakta ve benzeri şeyleri yapmakta zorlandırdın/zorlanırdık. O yüzden, bu dünya bir insan yapımı/simülasyon ve benzeri şeylerle oluşmuş olamaz. Ancak, çok güçlü bir varlık bu evreni yaratmıştır.
Ara
Cevapla PGM
Teşekkür verenler:
#22
Öncelikle uzuuuun bir yorum ve cevaplarınıza yanıt vermek isterim:
@#Lykia ve @Ka4p3 ; Uzaya çıkılmadığı konusunda yalan vb şeyler söylenmiş, konumuzla alakası yok ama genede cevabını vereyim: Milyonlarca daha doğrusu katrilyonlarca para harcayan bir firma bize yalan söyleme gereksinimine girmeyeceği için yalan söylemeleri imkansız düşüncenizle bile kanıtlayabilirsiniz bunu.
ve diğer arkadaşlar:
Arkadaşlar, ayetler ve benzeri konular için teşekkür ederim fakat bir inancım olmadığı için inanamayacağım ama şöyle cevap veriyim: 
@ismaililhan ; Evren sürekli genişliyorsa uzaya attığımız onca uzay gemisi veyahut füzeler hedeflenen ve belirlenen yörüngeye ulaşması imkansızlaşır. Bir yol düşün o yolun sonu yok ee o zaman o yolun sonuna varamazsın ki... 
içinde bulunduğumuz hayata dair diğer tüm inanışlardan daha fazla gerçekçi bulduğum teoridir. en basitinden şu şekilde düşünürsek:
programlama dili var: çekirdek ve etrafında dönen elektron sayısı ile atom adını verdiğimiz en küçük yapıtaşını oluşturabiliyoruz. "hello world" gibi. burada hello world hidrojen atomu sanki. sonra bu atomlar birleşerek daha karmaşık bir formlar üretebiliyor. bizim şu anda oynadığımız oyunlar, izlediğimiz filmler gibi.

atomaltı parçacıklar olarak quark'ları nitelendiriyoruz ama onun da altında ne olduğunu anlamaya çalışıyoruz proton çarpıştırarak. bunu da bulur isek bence çoğu sorunun cevabını bulmuş olacağız.

ben daha çok içinde bulunduğumuz evrenin bir deney olduğunu düşünüyorum. her canlılık formunda aynı bilgisayar veya telefonlarımızda olduğu gibi "default" özellikler var, ölümden korkma, yemek yeme, üreme gibi... bu özellikler tüm canlılarda default olup arka planda çalışan uygulamalar gibi geliyor bana. bu temel isteklerin yanında kişiselleşebilir bir makinamız var beden dediğimiz. bir şeylere ulaşmaya çalışan bir canlılık türüyüz ve bu canlılık türü gerekli koşullar sağlanınca çalışmaya başlıyor ( su ve güneş gibi bir ışık kaynağı). 

Herkesin düşüncesi farklı fakat mantık olarak kafaya yatabilen birşey.

@AperioN ; Her simülasyon yapabilen kişilerin hata yaptığını mı ifade ediyorsun veya bizim gibi simülasyonları yaratabilen bir adamı veya varlığı bizimle aynı safhaya mı koyuyorsun. Teknoloji geliştikçe geçmiş teknolojideki hatalar azalır. Bizim bahsettiğimiz de bizim dünyamızdakinden çoooook daha ileri katrilyonlarca ilerde bir teknolojiye sahip birisinin veya bir varlıkların bizi yaptığı ve simülasyondaki oyunun bir parçası olmamız. Düşünsene teknolojin sınırsız sen ne yapabilirsin sınırsız teknoloji ile hata yapmamayı bile yapabilecek kapasitede olursun. Düzen içinde olan bir şey değil ki bu düzensiz şeylerde var mesela hayat, hayat tamamen düzenli değil sen her zaman farklı şeyler yaparsın örn: Sabah 6.30'da yemek yiyorsun her sabah bir sabah kalktın ama yemedin düzeni bozdun? 4 parmağım olsaydı yaratıcı veya simüle eden kişi ona göre bir şeyler yapardı ve zorlanmazdık...

Umarım beni anlayışla karşılamışsınızdır. 
İyi forumlar dilerim.
Tartışmaya attığınız yorumlar içinde teşekkürler herkese.
Ara
Cevapla PGM
Teşekkür verenler:
#23
Bu videoyu yazıya dökerdim ama dinlemen daha etkili olur


https://youtu.be/ePSwkbfUrwA
Ara
Cevapla PGM
Teşekkür verenler:
#24
(21-03-2018 Saat: 18:03)Ka4p3 Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Bu videoyu yazıya dökerdim ama dinlemen daha etkili olur


https://youtu.be/ePSwkbfUrwA
Akşam izleyeceğim.
Ara
Cevapla PGM
Teşekkür verenler:
#25
(21-03-2018 Saat: 18:10)Anakin Skywalker Nickli Kullanıcıdan Alıntı:
(21-03-2018 Saat: 18:03)Ka4p3 Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Bu videoyu yazıya dökerdim ama dinlemen daha etkili olur


https://youtu.be/ePSwkbfUrwA
Akşam izleyeceğim.

Aslında bu videoda insan oğlunun aya gidebileceğini açıklıyor. Yanlış iddialar dedikleri şeyler bence doğru(videoda).
Ara
Cevapla PGM
Teşekkür verenler:
#26
Nörobilim hakkında bilgim olduğu için tamamen bir saçmalık olduğunu düşünüyorum. Size anlatamayacağım. David Eagleman'den "Beyin" kitabını okuyun. Gerçekliğe bakış açınızı değiştiriyor.
Ara
Cevapla PGM
Teşekkür verenler:
#27
Ama genişleme evrenin birbirine uzak kısımları arasındaki mesafenin uzaması, lastik gibi düşün bunu çektiğinde uzak kısımları uzuyor, ama boyutu değişmiyor.

Edwin Hubble araştırmalarından bahsedeceğim. alıntı olacak bunlar..

1929 senesinde uzak galaksilerden gelen ışığı incelerken beklenmedik bir veri elde etti. Tayf çizgilerinde nispi kırmızıya kayma gözlemlemişti Hubble. Bu kozmik kırmızıya kayma (red shift) kabaca bizlere galaksilerin birbirlerinden uzaklaştığını anlatıyordu. Bu veriden yola çıkarak ‘’Evren Genişliyor’’ sonucuna varıldı.

Uzak noktalar arasındaki mesafenin zamanla giderek artması, ölçek çarpanı adı verilen bir parametre ile nitelendirilir. Zamana bağlı olarak değişen bu çarpanın günümüzdeki değerinin 1 olduğu kabul edilir. Kozmolojik modeller kullanılarak geçmişe dönük yapılan hesaplar, ölçek çarpanının değerinin yaklaşık 13,8 milyar yıl önce sıfır olduğunu, yani bugün aralarında büyük mesafeler olan noktaların 13,8 milyar yıl önce birbirine çok yakın olduğunu gösterir. Bu durum bugün içinde bulunduğumuz evrenin, Büyük Patlama sonucunda oluştuğuna işaret eder.

Ayrıca Kur'anda geçen diğer bir ayet,

Yaratan Rabbin adıyla oku. O, insanı bir “alak”tan yarattı. Oku, Rabbin en büyük kerem sahibidir.

"Alak" = Embriyo
Ara
Cevapla PGM
Teşekkür verenler:
#28
(21-03-2018 Saat: 18:24)ismaililhan Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Ama genişleme evrenin birbirine uzak kısımları arasındaki mesafenin uzaması, lastik gibi düşün bunu çektiğinde uzak kısımları uzuyor, ama boyutu değişmiyor.

Edwin Hubble araştırmalarından bahsedeceğim. alıntı olacak bunlar..

1929 senesinde uzak galaksilerden gelen ışığı incelerken beklenmedik bir veri elde etti. Tayf çizgilerinde nispi kırmızıya kayma gözlemlemişti Hubble. Bu kozmik kırmızıya kayma (red shift) kabaca bizlere galaksilerin birbirlerinden uzaklaştığını anlatıyordu. Bu veriden yola çıkarak ‘’Evren Genişliyor’’ sonucuna varıldı.

Uzak noktalar arasındaki mesafenin zamanla giderek artması, ölçek çarpanı adı verilen bir parametre ile nitelendirilir. Zamana bağlı olarak değişen bu çarpanın günümüzdeki değerinin 1 olduğu kabul edilir. Kozmolojik modeller kullanılarak geçmişe dönük yapılan hesaplar, ölçek çarpanının değerinin yaklaşık 13,8 milyar yıl önce sıfır olduğunu, yani bugün aralarında büyük mesafeler olan noktaların 13,8 milyar yıl önce birbirine çok yakın olduğunu gösterir. Bu durum bugün içinde bulunduğumuz evrenin, Büyük Patlama sonucunda oluştuğuna işaret eder.

Ayrıca Kur'anda geçen diğer bir ayet,

Yaratan Rabbin adıyla oku. O, insanı bir “alak”tan yarattı. Oku, Rabbin en büyük kerem sahibidir.

"Alak" = Embriyo

Tıpatıp aynısını yazacaktım ama ismail abi yazmış bile :)
Ara
Cevapla PGM
Teşekkür verenler:
#29
(21-03-2018 Saat: 18:24)ismaililhan Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Ama genişleme evrenin birbirine uzak kısımları arasındaki mesafenin uzaması, lastik gibi düşün bunu çektiğinde uzak kısımları uzuyor, ama boyutu değişmiyor.

Edwin Hubble araştırmalarından bahsedeceğim. alıntı olacak bunlar..

1929 senesinde uzak galaksilerden gelen ışığı incelerken beklenmedik bir veri elde etti. Tayf çizgilerinde nispi kırmızıya kayma gözlemlemişti Hubble. Bu kozmik kırmızıya kayma (red shift) kabaca bizlere galaksilerin birbirlerinden uzaklaştığını anlatıyordu. Bu veriden yola çıkarak ‘’Evren Genişliyor’’ sonucuna varıldı.

Uzak noktalar arasındaki mesafenin zamanla giderek artması, ölçek çarpanı adı verilen bir parametre ile nitelendirilir. Zamana bağlı olarak değişen bu çarpanın günümüzdeki değerinin 1 olduğu kabul edilir. Kozmolojik modeller kullanılarak geçmişe dönük yapılan hesaplar, ölçek çarpanının değerinin yaklaşık 13,8 milyar yıl önce sıfır olduğunu, yani bugün aralarında büyük mesafeler olan noktaların 13,8 milyar yıl önce birbirine çok yakın olduğunu gösterir. Bu durum bugün içinde bulunduğumuz evrenin, Büyük Patlama sonucunda oluştuğuna işaret eder.

Ayrıca Kur'anda geçen diğer bir ayet,

Yaratan Rabbin adıyla oku. O, insanı bir “alak”tan yarattı. Oku, Rabbin en büyük kerem sahibidir.

"Alak" = Embriyo

Dini karıştırmayın demiş ama sen bilirsin. Ayrıca yanıtının da konuyla pek alakası yok. Evrenin genişlemesi ile simülasyonda yaşamamızın ilgisi yok
Başlığı görünce aklıma Elon Musk aklıma geldi umarım ondan etkilenmemişsindir demiştim ama maalesef ki etkilenmişsin.
Ara
Cevapla PGM
Teşekkür verenler:


Hızlı Menü:


Şu anda bu konuyu okuyanlar: 2 Ziyaretçi



***

Online Shopping App
Online Shopping - E-Commerce Platform
Online Shopping - E-Commerce Platform
Feinunze Schmuck Jewelery Online Shopping