Konuyu Oyla:
  • Toplam: 0 Oy - Ortalama: 0
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Rip Company hikaye yarışması (+rep)
#1
Rip Company olarak yarışma düzenliyorum(z).Biraz daha konuyu açayım verdiğim yer,zaman,karakterlere göre hikaye çıkartacaksınız ödevim olan ahmet kaçışta oyunu için hikaye olacak hem siz kazanacaksınız hem ben ödüller alt kısımda yazmaktadır. Şimdi başlıyorum..

Yer : Şehirde,New Yorkta 
Zaman : yarışmacıya bağlı
Karakterler : Ahmet,Hasan,Ayşe,Sonay
Hikaye türü : aksiyon macera

kolay gelsin arkadaşlar şimdi ödüller : 
1. 30+REP + 9 Teşekkür
2. 15+REP + 5 Teşekkür
3.10+REP + 2 Teşekkür

ayrıca yarışmaya katılan herkese +1 teşekkür olacaktır başarılar dilerim(z).
Cevapla PGM
Teşekkür verenler:
#2
Ahmet ailesiyle birlikte New York'ta yaşıyordu. Ailesini çok seviyordu. Annesinin adı Ayşe,  babasının adı  Hasan; ağabeyinin adı Sonay idi: Ahmet 12 yaşında, 6.sınıf öğrencisiydi. Ama artık okulların kapanmasına haftalar kalmıştı. Ahmet  yaz tatilinin heyecanına tutulmuştu. Yaz tatilinde  New York'taki bir tatil yerine gitmeyi planlıyordu. Okulun kapanmasına 3 hafta kalmıştı. Artık Ahmetler son yazılı sınavlarını oluyordu. Bu yazılılardan hepsini 5 almayı umuyordu. Ailesi O’na karnesi hepsi 5 olursa  sürpriz hediye alacaklarını söyledi.Artık karne günü gelmişti. Ahmet heyecanla okula karnesini almaya gitti. Fakat okulda karnesini görünce hayal kırıklığına uğrayan Ahmet ne yapacağını şaşırmış idi. Ahmet babasının ve annesinin çok kızacağını düşündüğü için okul çıkışı eve gitmemeyi planlamıştı. ve kendine kaçış planı hazırlamış: ninesinin evine gidecekti. ve dediklerini yaptı da ninesinin evine gitti ailesi merakla Ahmet'i arıyordu her yerde, her sokakta, her mahallede, her caddede ama ondan ne bir iz nede bir işaret vardı.. Ahmet'in ninesi annesi Ayşe'yi arıyarak Ahmet'in orada olduğunu söyledi annesi neden kaçtı diye soruncada ninesi karne notları çok iyi değildi ona üzülerek buraya kaçmış der... Ahmet karne notlarını pek umursamamaya başlar ve ninesinin yanında yaşayan kuzeniyle birlikte internet kafeye gittiler. İnternet kafe de güzel güzel oyunlarını oynarken polisler geldi. Ahmet ve kuzeni  polisler gelirken siren seslerini duyup hemen tuvalete gitmişlerdi. Polisler Ahmet'i soruyorlardı internet kafe sahibine oda bilmiyorum deyip polisleri geri çevirdi. Beş dakika sonra gürültü kesilmişti. Tuvaletten çıktıklarında kafe boştu. Ahmet ve kuzeni  kafeden hemen çıkmak istediler ama kapı kilitliydi. Oradan çıkamayacaklarını anladılar. Ne yapsınlar onlarda hazır boş bilgisayar bulunca oynayalım dediler. Ama ilk önce ana bilgisayar açılması gerekiyordu. Ahmet  ana bilgisayarın kasasının düğmesine basarken bir şey fark etti. Ona doğru eğilirken bir kapak gördü. Hemen kuzenine seslendi.Kuzeni de  geldi baktı oda şaşırdı.Ahmet'le kuzeni kapağı açmak istediler ama kilitliydi. Fatih anahtar kesin buralarda bir yerdedir, dedi. Hemen aramaya başladılar ve anahtarı bulmuşlardı. Hemen anahtarla kapağı açtılar. İçerisi karanlıktı. Sanki bir tüneldi bu gördükleri.Ahmet ile kuzeni  anahtarı ararken çekmecelerden fener bulmuşlardı . El fenerini alır almaz aşağıya indiler.  Aşağıya iner inmez duvardaki haritayı fark ettiler. Bu tünelin haritasıydı. Haritada tünelin en sonunda bir şey vardı. Ahmet'le kuzeni  onun ne olduğunu anlamaya çalıştılar. Ama onu anlayamadılar. Bunu anlamanın tek bir çaresi vardı. Tünelin en sonuna gitmekti… Tünelin en sonuna gitmek için Ahmet'le kuzeni  yola koyuldular. Az ilerledikten sonra karşılarına bir engel çıktı. Üç tane taş vardı. Eğer o taşa basamayıp kayarsa bataklık gibi bir yere düşeceklerdi.İlk öndeAhmet gitti. Ahmet çok rahat olmasa da geçmişti.Şimdi sıra kuzenine gelmişti. kuzeni  birinci taşı geçti. İkinci taşta tam ayağı kayar gibi oldu. Üçüncü taşta dengesini kaybedip düşerken, Ahmet elinden tuttu, çekti. artık engeli aşmışlardı. Kuzeni ‘bir an düşüceğim sandım’ dedi.Tekrar yola koyulmuşlardı. Yürürken bir kaydırak gibi bir şey çıkmıştı önlerine, artık yapacak başka çare yoktu. İkisi de kaydıraktan kaymaya başladılar. Kayarken çok eğleniyorlardı ve aynı zaman da çok da korkuyorlardı. Neredeyse beş dakikadır kayıyorlardı. Sonunda kaydıraktan kayarlarken yolun sonu görülmüştü. Hemen yere indiler. Tünelin sonuna gelmişlerdi. Yukarı baktıklarında bir kapak vardı…Ahmet ile kuzeninin ailesi ninesinde Ahmet ile kuzenini göremeyince hemen karakola gittiler ve polislerde araştırıyoruz cevabını verdiler ama hiçbir araştıma ortada yoktu. Ahmet ve kuzeni yolun sonuna geldiklerinde geri dönelim demişlerdi ve Ahmetle kuzeni  kafeye geri döndüler. Gittiklerinde kafe açılmış işletime başlamıştı, bile. Neden dün polis gelmiş, diye sordu. Adam ise: Ahmet diye bir çocuğu aradıklarını söylediler yoksa senmisin Ahmet? Ahmet  ise hemen şöyle cevap verdi: Evet benim Nedenki amca? Çocuklar benimle gelin diyen kafe sahibi Polis karakoluna çocukları götürdü ve dün aradığınız Ahmet buymuş işte deyip Ahmet ile kuzenini bırakıp tekrar kafesine döndü ( Ahmet ile kuzeni bir ceza alıcağız diye korkuyorlardı ) ve Polis'te gülerek "Korkmanıza gerek yok çocuklar sizleri ailelerinize teslim edecez" dediler ve Ailelerini aradılar aileleri bu haberi alınca hemen cümbür cemaat arabaya binip karakola geldiler ve çocuklarını görünce koşarak gelip kucakladılar... Bundan şöyle bir sonuca varmalıyız ki: Çocuklarınızı not ile korkutmayın çocuklarınız iyi not alamadı diye onları azarlamayın iyi not alamadı diye dünyanın sonu değil ya bir dahaki sefere daha iyi çalışır daha iyi kazanır... :)
Ara
Cevapla PGM
Teşekkür verenler:
#3
bir New York'ta yaşıyordu bir olmaz oraya :D @Machate
Ara
Cevapla PGM
Teşekkür verenler:
#4
(02-05-2016 Saat: 21:07)WorperA Nickli Kullanıcıdan Alıntı: bir New York'ta yaşıyordu bir olmaz oraya :D  @Machate

Evet dostum şehirde yazmıştım fakat arkadaş New York yazınca bir yazısını silmeyi unutmuşum fakat hiçbiryerden alıntı yapmadım kendi kafama geleni yazdım (: özür dilerim kusura bakmayın :)
Ara
Cevapla PGM
Teşekkür verenler:
#5
(02-05-2016 Saat: 21:03)Machate Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Ahmet ailesiyle birlikte  New York'ta yaşıyordu. Ailesini çok seviyordu. Annesinin adı Ayşe,  babasının adı  Hasan; ağabeyinin adı Sonay idi: Ahmet 12 yaşında, 6.sınıf öğrencisiydi. Ama artık okulların kapanmasına haftalar kalmıştı. Ahmet  yaz tatilinin heyecanına tutulmuştu. Yaz tatilinde  New York'taki bir tatil yerine gitmeyi planlıyordu. Okulun kapanmasına 3 hafta kalmıştı. Artık Ahmetler son yazılı sınavlarını oluyordu. Bu yazılılardan hepsini 5 almayı umuyordu. Ailesi O’na karnesi hepsi 5 olursa  sürpriz hediye alacaklarını söyledi.Artık karne günü gelmişti. Ahmet heyecanla okula karnesini almaya gitti. Fakat okulda karnesini görünce hayal kırıklığına uğrayan Ahmet ne yapacağını şaşırmış idi. Ahmet babasının ve annesinin çok kızacağını düşündüğü için okul çıkışı eve gitmemeyi planlamıştı. ve kendine kaçış planı hazırlamış: ninesinin evine gidecekti. ve dediklerini yaptı da ninesinin evine gitti ailesi merakla Ahmet'i arıyordu her yerde, her sokakta, her mahallede, her caddede ama ondan ne bir iz nede bir işaret vardı.. Ahmet'in ninesi annesi Ayşe'yi arıyarak Ahmet'in orada olduğunu söyledi annesi neden kaçtı diye soruncada ninesi karne notları çok iyi değildi ona üzülerek buraya kaçmış der... Ahmet karne notlarını pek umursamamaya başlar ve ninesinin yanında yaşayan kuzeniyle birlikte internet kafeye gittiler. İnternet kafe de güzel güzel oyunlarını oynarken polisler geldi. Ahmet ve kuzeni  polisler gelirken siren seslerini duyup hemen tuvalete gitmişlerdi. Polisler Ahmet'i soruyorlardı internet kafe sahibine oda bilmiyorum deyip polisleri geri çevirdi. Beş dakika sonra gürültü kesilmişti. Tuvaletten çıktıklarında kafe boştu. Ahmet ve kuzeni  kafeden hemen çıkmak istediler ama kapı kilitliydi. Oradan çıkamayacaklarını anladılar. Ne yapsınlar onlarda hazır boş bilgisayar bulunca oynayalım dediler. Ama ilk önce ana bilgisayar açılması gerekiyordu. Ahmet  ana bilgisayarın kasasının düğmesine basarken bir şey fark etti. Ona doğru eğilirken bir kapak gördü. Hemen kuzenine seslendi.Kuzeni de  geldi baktı oda şaşırdı.Ahmet'le kuzeni kapağı açmak istediler ama kilitliydi. Fatih anahtar kesin buralarda bir yerdedir, dedi. Hemen aramaya başladılar ve anahtarı bulmuşlardı. Hemen anahtarla kapağı açtılar. İçerisi karanlıktı. Sanki bir tüneldi bu gördükleri.Ahmet ile kuzeni  anahtarı ararken çekmecelerden fener bulmuşlardı . El fenerini alır almaz aşağıya indiler.  Aşağıya iner inmez duvardaki haritayı fark ettiler. Bu tünelin haritasıydı. Haritada tünelin en sonunda bir şey vardı. Ahmet'le kuzeni  onun ne olduğunu anlamaya çalıştılar. Ama onu anlayamadılar. Bunu anlamanın tek bir çaresi vardı. Tünelin en sonuna gitmekti… Tünelin en sonuna gitmek için Ahmet'le kuzeni  yola koyuldular. Az ilerledikten sonra karşılarına bir engel çıktı. Üç tane taş vardı. Eğer o taşa basamayıp kayarsa bataklık gibi bir yere düşeceklerdi.İlk öndeAhmet gitti. Ahmet çok rahat olmasa da geçmişti.Şimdi sıra kuzenine gelmişti. kuzeni  birinci taşı geçti. İkinci taşta tam ayağı kayar gibi oldu. Üçüncü taşta dengesini kaybedip düşerken, Ahmet elinden tuttu, çekti. artık engeli aşmışlardı. Kuzeni ‘bir an düşüceğim sandım’ dedi.Tekrar yola koyulmuşlardı. Yürürken bir kaydırak gibi bir şey çıkmıştı önlerine, artık yapacak başka çare yoktu. İkisi de kaydıraktan kaymaya başladılar. Kayarken çok eğleniyorlardı ve aynı zaman da çok da korkuyorlardı. Neredeyse beş dakikadır kayıyorlardı. Sonunda kaydıraktan kayarlarken yolun sonu görülmüştü. Hemen yere indiler. Tünelin sonuna gelmişlerdi. Yukarı baktıklarında bir kapak vardı…Ahmet ile kuzeninin ailesi ninesinde Ahmet ile kuzenini göremeyince hemen karakola gittiler ve polislerde araştırıyoruz cevabını verdiler ama hiçbir araştıma ortada yoktu. Ahmet ve kuzeni yolun sonuna geldiklerinde geri dönelim demişlerdi ve Ahmetle kuzeni  kafeye geri döndüler. Gittiklerinde kafe açılmış işletime başlamıştı, bile. Neden dün polis gelmiş, diye sordu. Adam ise: Ahmet diye bir çocuğu aradıklarını söylediler yoksa senmisin Ahmet? Ahmet  ise hemen şöyle cevap verdi: Evet benim Nedenki amca? Çocuklar benimle gelin diyen kafe sahibi Polis karakoluna çocukları götürdü ve dün aradığınız Ahmet buymuş işte deyip Ahmet ile kuzenini bırakıp tekrar kafesine döndü ( Ahmet ile kuzeni bir ceza alıcağız diye korkuyorlardı ) ve Polis'te gülerek "Korkmanıza gerek yok çocuklar sizleri ailelerinize teslim edecez" dediler ve Ailelerini aradılar aileleri bu haberi alınca hemen cümbür cemaat arabaya binip karakola geldiler ve çocuklarını görünce koşarak gelip kucakladılar... Bundan şöyle bir sonuca varmalıyız ki: Çocuklarınızı not ile korkutmayın çocuklarınız iyi not alamadı diye onları azarlamayın iyi not alamadı diye dünyanın sonu değil ya bir dahaki sefere daha iyi çalışır daha iyi kazanır... :)


Güzel bir senaryo yazılmış uzun ve sürükleyici.. ancak diğer kişilerin katılımlarınıda bekliyoruz eğer kimse katılmaz ise 1.olacaksınız.
Cevapla PGM
Teşekkür verenler:
#6
hocam fantastik olabilirmi
Ara
Cevapla PGM
Teşekkür verenler:


Hızlı Menü:


Şu anda bu konuyu okuyanlar: 1 Ziyaretçi



Grafik Destek Platformu | Aslında Herşey -

Online Shopping App
Online Shopping - E-Commerce Platform
Online Shopping - E-Commerce Platform
Feinunze Schmuck Jewelery Online Shopping