13-02-2015 Saat: 22:03
*İstanbul'un Fethi* ya da Avrupa kaynaklarındaki ismiyle*Konstantinopolis'in Düşüşü* (Yunanca
:"Άλωση της Κωνσταντινούπολης"), 6 Nisan-29 Mayıs 1453 tarihleri arasındaki kuşatmanın sonucundaOsmanlı
hükümdarı II. Mehmet
komutasındaki birliklerin Bizans
[Not 2]
başkenti İstanbul
'u ele geçirmesidir.[16]
[17]
İstanbul, daha önce de defalarca kuşatılmıştı; VII.-VIII. asırlarda Emeviler
ve Abbasiler
tarafından İstanbul kuşatıldı ancak başarısız olundu.[18]
[19]
[20]
Osmanlılar da şehri daha önce kuşatmıştı, Mateos Kantakuzinos
'un Bizans tahtına geçmesini sağlamışlar ve ödül olarakÇimpe Kalesi
'ni alarak Rumeli
'ye geçmişlerdi.[21]
Rumeli'ye geçişle beraber bölgede sınırları genişleyen Osmanlılar, ilk kez I. Bayezid
komutasında 1395 yılında İstanbul'u kuşattı.[22]
[23]
Bazı kaynaklarda ise 1391 tarihli farklı bir kuşatmadan söz edilmektedir.[24]
I. Bayezid'in kuşatmasında mancınıklar
kullanıldı, kuşatma üzerine Macar Krallığı
günümüz Bulgaristan
topraklarına taarruz etti ve İstanbul kuşatması sonlandırıldı. Ertesi yıl kuşatma tekrar başladı ve bu sefer deniz bağlantısını tümüyle koparmak için Anadolu Hisarı
inşa edildi.[25]
Bizans İmparatorunun ateşkes talebi üzerine kuşatma kaldırıldı.[25]
Ankara Savaşı
'yla beraber Osmanlı Devleti Fetret Devri
'ne geçti, bu dönemde Bayezid'in oğullarındanMusa Çelebi
tarafından 1412 yılında İstanbul tekrar kuşatıldı.[26]
[Not 3]
Musa Çelebi, kargaşanın Bizans yüzünden olduğuna ve bazı rakip şehzadelerin Bizans tarafından desteklendiğine inanıyordu.[27]
Ancak rakip şehzadelerden Çelebi Mehmet
'in harekete geçmesi sebebiyle bu kuşatma da kaldırıldı. Dördüncü kuşatma ise II. Murat
döneminde oldu; II. Murat elçiler göndererek Düzmece Mustafa
'nın desteklenmemesini talep etti ancak karşılık bulamadı. İsyan
ile uğraşan II. Murat, Şehzade Mustafa'ya yardım ettiğine inandığı Bizans İmparatorluğu'nun üzerine yürüdü ve kuşatma başladı.[28]
[29]
Bizans İmparatoru VII. Yoannis
'in Karadeniz
kıyılarındaki bazı toprakları ve haraç vermeyi teklif etmesiyle bu kuşatma da kaldırıldı.[29]
II. Mehmet tahta geçtiğinde etrafı bütünüyle sarılmış bir şehirle karşı karşıyaydı.
:"Άλωση της Κωνσταντινούπολης"), 6 Nisan-29 Mayıs 1453 tarihleri arasındaki kuşatmanın sonucundaOsmanlı
hükümdarı II. Mehmet
komutasındaki birliklerin Bizans
[Not 2]
başkenti İstanbul
'u ele geçirmesidir.[16]
[17]
İstanbul, daha önce de defalarca kuşatılmıştı; VII.-VIII. asırlarda Emeviler
ve Abbasiler
tarafından İstanbul kuşatıldı ancak başarısız olundu.[18]
[19]
[20]
Osmanlılar da şehri daha önce kuşatmıştı, Mateos Kantakuzinos
'un Bizans tahtına geçmesini sağlamışlar ve ödül olarakÇimpe Kalesi
'ni alarak Rumeli
'ye geçmişlerdi.[21]
Rumeli'ye geçişle beraber bölgede sınırları genişleyen Osmanlılar, ilk kez I. Bayezid
komutasında 1395 yılında İstanbul'u kuşattı.[22]
[23]
Bazı kaynaklarda ise 1391 tarihli farklı bir kuşatmadan söz edilmektedir.[24]
I. Bayezid'in kuşatmasında mancınıklar
kullanıldı, kuşatma üzerine Macar Krallığı
günümüz Bulgaristan
topraklarına taarruz etti ve İstanbul kuşatması sonlandırıldı. Ertesi yıl kuşatma tekrar başladı ve bu sefer deniz bağlantısını tümüyle koparmak için Anadolu Hisarı
inşa edildi.[25]
Bizans İmparatorunun ateşkes talebi üzerine kuşatma kaldırıldı.[25]
Ankara Savaşı
'yla beraber Osmanlı Devleti Fetret Devri
'ne geçti, bu dönemde Bayezid'in oğullarındanMusa Çelebi
tarafından 1412 yılında İstanbul tekrar kuşatıldı.[26]
[Not 3]
Musa Çelebi, kargaşanın Bizans yüzünden olduğuna ve bazı rakip şehzadelerin Bizans tarafından desteklendiğine inanıyordu.[27]
Ancak rakip şehzadelerden Çelebi Mehmet
'in harekete geçmesi sebebiyle bu kuşatma da kaldırıldı. Dördüncü kuşatma ise II. Murat
döneminde oldu; II. Murat elçiler göndererek Düzmece Mustafa
'nın desteklenmemesini talep etti ancak karşılık bulamadı. İsyan
ile uğraşan II. Murat, Şehzade Mustafa'ya yardım ettiğine inandığı Bizans İmparatorluğu'nun üzerine yürüdü ve kuşatma başladı.[28]
[29]
Bizans İmparatoru VII. Yoannis
'in Karadeniz
kıyılarındaki bazı toprakları ve haraç vermeyi teklif etmesiyle bu kuşatma da kaldırıldı.[29]
II. Mehmet tahta geçtiğinde etrafı bütünüyle sarılmış bir şehirle karşı karşıyaydı.