11-01-2013 Saat: 15:50
http://hazanforum.10tl.net/index.php
konuyu tümden yapıştırdım gördügünüz gibi cevap bölümüm konun altında çıkacagına bu konudaki mesajlar bölümüne kaydoluyor bunu nasıl düzeltebilirim acill çözümm lütfen
diger bir sorunda üyelere konu açma ve cevap yazma yasagı diyor
link
http://hazanforum.10tl.net/showthread.php?tid=19
Normal Mod | Çizgisel Mod
Kainatta en büyük hakikat Allah’a imandır.
01-03-2013, 11:25 AM Mesaj: #1 |
Hazan
ADMİN
Mesajlar: 28
Katılım: May 2008
Rep Puanı: 0
Uyarı Seviyesi: 0%
Teşekkür: 0
4 mesajına 4 teşekkür edilmiş.
Kainatta en büyük hakikat Allah’a imandır.
Kainatta en büyük hakikat Allah’a imandır. Allah’a inanan insan zindanlarda da yaşasa mutludur, bahtiyardır; Allah’a inanmayan ise saraylarda bile yaşasa mutsuzdur, şakidir, bedbahttır. Hikem-i Ataiye sahibinin dediği gibi O’nu bulan herşeyi bulur, O’nu kaybeden ise neyi bulur. O’na ulaşmanın yolu ise imandır. Varlığın sahibini tanımak ve O’nun önünde bükülüp kalpten bağlılığı ifade etmek, kapının eşiğinden hiç ayrılmamak birer iman emareleridir. Hadiseler ne denli dehşetli olursa olsun Nesimi gibi bir aşık edasıyla “Külüm oddan kavursalar, toprağımı savursalar ey Yar senden dönmezem” diyerek O’na karşı vefada kusur etmemek ise her halde imanın zirveleridir.
Kişi Allah’ı tanıdıkça sevecek, sevdikçe kulluk şuuruyla daha bir derin gerilime geçecek ve marifet ufkunda daha yok mu diyerek hep ötelere ilerleyecektir. Allah’ı tanımanın yolu ise ister afaki isterse enfüsi alemde tedebbür, tefekkür, eşyayı hallaç etmekle mümkün olabilir. Böyle bir nazarla eşyaya bakan birisi, her şeyde, her yerde O’nu görecek, O’nu hissedecek ve etrafına hep O’ndan bahsedecektir. Nice marifetle bütünleşmiş ruhlar vardır ki biz onları gördüğümüz zaman Allah’ı hatırlarız. Bir sıyanet bulutu gibi bu yüce ruhlar sürekli etraflarına cennet gibi üfül üfül marifet nağmeleri sunarlar. Her işten, her olaydan O’na bir yol vurup, O’nu anlatırlar. Zaten zamana değer veren, ömrü kıymetli hale getiren de hep O’na ait şeyler değil midir? Öyleyse yeryüzünde en kıymetli iş Allah’ın adına yapılan işlerdir. Hele hele O’nun adına aşık olmuş, yeryüzünde Hz. Muhammed’in (sallallahu aleyhi vesellem) bayrağının dalgalanmasını kendisinin başlıca işi kabul etmiş ruhlar, ne yüce ruhlardır. Geçmişte peygamberlere yaptırdığı ila-yı kelimetullah işini bugün bizim gibi zayıf insanlara yaptıran Allah ne büyük. Biz çok aciz, çok zayıf olduğumuz için inayet eli sürekli yardımımıza yetişiyor ve nice aşılmaz gibi görünen tepeler birer birer aşılıyor Allah’ın keremi ve inayetiyle.
Eğer Allah’ın kapısının vefalı birer kıtmiri olmak istiyorsak her yerde, her durumda O’nu konuşacak, O’ndan bahsedecek, her hadisede O’na giden bir yol bulacağız. Evet Varlığını ruhlarımıza öylesine derince hissettiriyor ki adeta ben varken ne için dünyalık endişeler taşıyorsunuz, ne için korkuya kapılıyorsunuz, Ben buradayım buyuruyor.
Bugün yeryüzünün her tarafında Hz. Muhammed’ in (sallallahu alayhi vesellem) bayrağı dalgalanmıyor, insanlar Allah’ı bilmiyorlar, yeryüzünde pek çok şenaatler, cürümler işleniyor, mazlumun ahı dinmiyor. Evet Allah adı güneşin doğup battığı her yere ulaşıncaya, her insan Allah’tan korkup zulümden vazgeçinceye kadar da dinmeyecektir.
İnsanların huzura ermesi, sükuna kavuşması ancak ve ancak Allah’ı tanımakla olacaktır. O halde bir şekilde iman gibi eşi menendi olmayan bir lutfa mazhar olmuş müminler olarak yakın daireden uzak daireye doğru herkese Allah’ı anlatmak, Efendimiz’in (sallallahu aleyhi vesellem) getirdiği mesajı ulaştırmak, bütün insanların mümin olması için ölesiye mücadele etmek bizden beklenen misyon.
Bu öylesine bir misyon ki niceleri bu misyon uğrunda canını vermiş, malından vazgeçmiş, yurdunu terketmiş, tanıdığı ünsiyet ettiği her şeyi bir tarafa bırakarak Allah’ın adına anlatmak üzere tanımadığı, bilmediği yerlere göç etmişlerdir.
Şarkın şanlı Sultanı Selahattin Eyyubi yirmi beş sene ömrünü çadırlarda geçirmiş, kendisine sultanım bir ev diyenlere de, orada Allah’ın evi düşmanın elinde esir iken ben nasıl ev düşünürüm demiştir. Ve niceleri hep O’nun için yardan, serden geçmiş, yollara dökülmüş ve uğradıkları her yere baharlar getirmişlerdir. Baharın özlemini çeken gariplerde birer hızır gibi insanlığın imdadına koşmalı ve susamışlara cennet kevserleri sunmalıdır.
Rabbim bizi rızasının ve davasının delisi yapsın, ayağımızı kaydırmasın, ömrümüzün sonuna kadar sadakatle hizmete muvaffak kılsın. Amin
alıntı
IP Adresi: Kayıtlı
« Önceki Konu | Sonraki Konu »
Hızlı Cevap
Mesaj
Cevabınızı buraya yazınız.
İmza
İfadeleri İptal Et
Konuyu Kilitle
Konuyu Sabitle
Bu Konudaki Mesajlar
Kainatta en büyük hakikat Allah’a imandır. - Hazan - 01-03-2013 11:25 AM
RE: Kainatta en büyük hakikat Allah’a imandır. - sustum - 01-09-2013, 05:28 PM
RE: Kainatta en büyük hakikat Allah’a imandır. - sustum - Dün, 03:43 PM
konuyu tümden yapıştırdım gördügünüz gibi cevap bölümüm konun altında çıkacagına bu konudaki mesajlar bölümüne kaydoluyor bunu nasıl düzeltebilirim acill çözümm lütfen
diger bir sorunda üyelere konu açma ve cevap yazma yasagı diyor
link
http://hazanforum.10tl.net/showthread.php?tid=19
Normal Mod | Çizgisel Mod
Kainatta en büyük hakikat Allah’a imandır.
01-03-2013, 11:25 AM Mesaj: #1 |
Hazan
ADMİN
Mesajlar: 28
Katılım: May 2008
Rep Puanı: 0
Uyarı Seviyesi: 0%
Teşekkür: 0
4 mesajına 4 teşekkür edilmiş.
Kainatta en büyük hakikat Allah’a imandır.
Kainatta en büyük hakikat Allah’a imandır. Allah’a inanan insan zindanlarda da yaşasa mutludur, bahtiyardır; Allah’a inanmayan ise saraylarda bile yaşasa mutsuzdur, şakidir, bedbahttır. Hikem-i Ataiye sahibinin dediği gibi O’nu bulan herşeyi bulur, O’nu kaybeden ise neyi bulur. O’na ulaşmanın yolu ise imandır. Varlığın sahibini tanımak ve O’nun önünde bükülüp kalpten bağlılığı ifade etmek, kapının eşiğinden hiç ayrılmamak birer iman emareleridir. Hadiseler ne denli dehşetli olursa olsun Nesimi gibi bir aşık edasıyla “Külüm oddan kavursalar, toprağımı savursalar ey Yar senden dönmezem” diyerek O’na karşı vefada kusur etmemek ise her halde imanın zirveleridir.
Kişi Allah’ı tanıdıkça sevecek, sevdikçe kulluk şuuruyla daha bir derin gerilime geçecek ve marifet ufkunda daha yok mu diyerek hep ötelere ilerleyecektir. Allah’ı tanımanın yolu ise ister afaki isterse enfüsi alemde tedebbür, tefekkür, eşyayı hallaç etmekle mümkün olabilir. Böyle bir nazarla eşyaya bakan birisi, her şeyde, her yerde O’nu görecek, O’nu hissedecek ve etrafına hep O’ndan bahsedecektir. Nice marifetle bütünleşmiş ruhlar vardır ki biz onları gördüğümüz zaman Allah’ı hatırlarız. Bir sıyanet bulutu gibi bu yüce ruhlar sürekli etraflarına cennet gibi üfül üfül marifet nağmeleri sunarlar. Her işten, her olaydan O’na bir yol vurup, O’nu anlatırlar. Zaten zamana değer veren, ömrü kıymetli hale getiren de hep O’na ait şeyler değil midir? Öyleyse yeryüzünde en kıymetli iş Allah’ın adına yapılan işlerdir. Hele hele O’nun adına aşık olmuş, yeryüzünde Hz. Muhammed’in (sallallahu aleyhi vesellem) bayrağının dalgalanmasını kendisinin başlıca işi kabul etmiş ruhlar, ne yüce ruhlardır. Geçmişte peygamberlere yaptırdığı ila-yı kelimetullah işini bugün bizim gibi zayıf insanlara yaptıran Allah ne büyük. Biz çok aciz, çok zayıf olduğumuz için inayet eli sürekli yardımımıza yetişiyor ve nice aşılmaz gibi görünen tepeler birer birer aşılıyor Allah’ın keremi ve inayetiyle.
Eğer Allah’ın kapısının vefalı birer kıtmiri olmak istiyorsak her yerde, her durumda O’nu konuşacak, O’ndan bahsedecek, her hadisede O’na giden bir yol bulacağız. Evet Varlığını ruhlarımıza öylesine derince hissettiriyor ki adeta ben varken ne için dünyalık endişeler taşıyorsunuz, ne için korkuya kapılıyorsunuz, Ben buradayım buyuruyor.
Bugün yeryüzünün her tarafında Hz. Muhammed’ in (sallallahu alayhi vesellem) bayrağı dalgalanmıyor, insanlar Allah’ı bilmiyorlar, yeryüzünde pek çok şenaatler, cürümler işleniyor, mazlumun ahı dinmiyor. Evet Allah adı güneşin doğup battığı her yere ulaşıncaya, her insan Allah’tan korkup zulümden vazgeçinceye kadar da dinmeyecektir.
İnsanların huzura ermesi, sükuna kavuşması ancak ve ancak Allah’ı tanımakla olacaktır. O halde bir şekilde iman gibi eşi menendi olmayan bir lutfa mazhar olmuş müminler olarak yakın daireden uzak daireye doğru herkese Allah’ı anlatmak, Efendimiz’in (sallallahu aleyhi vesellem) getirdiği mesajı ulaştırmak, bütün insanların mümin olması için ölesiye mücadele etmek bizden beklenen misyon.
Bu öylesine bir misyon ki niceleri bu misyon uğrunda canını vermiş, malından vazgeçmiş, yurdunu terketmiş, tanıdığı ünsiyet ettiği her şeyi bir tarafa bırakarak Allah’ın adına anlatmak üzere tanımadığı, bilmediği yerlere göç etmişlerdir.
Şarkın şanlı Sultanı Selahattin Eyyubi yirmi beş sene ömrünü çadırlarda geçirmiş, kendisine sultanım bir ev diyenlere de, orada Allah’ın evi düşmanın elinde esir iken ben nasıl ev düşünürüm demiştir. Ve niceleri hep O’nun için yardan, serden geçmiş, yollara dökülmüş ve uğradıkları her yere baharlar getirmişlerdir. Baharın özlemini çeken gariplerde birer hızır gibi insanlığın imdadına koşmalı ve susamışlara cennet kevserleri sunmalıdır.
Rabbim bizi rızasının ve davasının delisi yapsın, ayağımızı kaydırmasın, ömrümüzün sonuna kadar sadakatle hizmete muvaffak kılsın. Amin
alıntı
IP Adresi: Kayıtlı
« Önceki Konu | Sonraki Konu »
Hızlı Cevap
Mesaj
Cevabınızı buraya yazınız.
İmza
İfadeleri İptal Et
Konuyu Kilitle
Konuyu Sabitle
Bu Konudaki Mesajlar
Kainatta en büyük hakikat Allah’a imandır. - Hazan - 01-03-2013 11:25 AM
RE: Kainatta en büyük hakikat Allah’a imandır. - sustum - 01-09-2013, 05:28 PM
RE: Kainatta en büyük hakikat Allah’a imandır. - sustum - Dün, 03:43 PM